4 Aralık 2007

BAŞKALARI İÇİN KENDİNİ YORANIM BEN

Büyüdükçe canım daha çok acıyor benim...
Dünyaya ilk geldiğim an bilmediğim bir boşlukta yüzdüğüm için ağladım...
Sonra acıkan karnım için ağladımve annemin memesine yapıştım büyük olasılıkla.
Sonra ıslanan altımın verdiği rahatsızlık için ağladım...
Zaman geçti ben biraz büyüdüm emeklemeyi öğrendim bu seferde emekleyerek ulaşamadığım her şey için ağladım...
Bebektim ve keşfediyordum ya bana ilginç gelen ama bana uygun olmayan, benim olmayacak her şey için ağladım...
Biraz daha büyüdüm ağzımdan kelimeler çıkmaya başladı ...
Etrafıma baktım herkes mutlu, bu sefer ulaşabilir sandım o hep ulaşamadığım ama çok istediğim oyuncak sandığım her bir nesneye onun için ağladım belki bir süre hiç sessimi çıkartmadım
gözümün içine bakarak benden duymak istedikleri anne ve bana kelimelsini söylememek için inat ettim...
Sonra biraz daha büyüdüm...
Oyunları, oyuncaklarımı keşvettim...
Onları kırmayı ve onları oraya buraya fırlatmayı öğrendim...
Sonra kırdığım her bir oyuncak için ağladım...
Sonra biraz daha büyüdüm...
Arkadaşlığı keşfettim annem tarafından götürüldüğüm bir park yeşilliğin de...
Bu seferde düşüşlerim başladı, kanayan yaralarım için ağladım...
Biraz daha büyüdüm paylaşmayı örenmem gerekti öğrenene kadar paylaşmak istemediğim bebeklerim için ağladım bu sefer de...
Sonra biraz daha büyüdüm içimden hep şunu geçirdim çocukken bile “”hayat ciddileşiyor mu ne””
Okumanın getirilerini anlayınca gizli gizli bunlar için ağladım..Kaçırdığım cizgi filmlerime, oyuncaklarımdan ve annemden ayrı kaldığım zamana biraz da. Kısa sürdü bu annesinin peşinden hiç ayrılmayan bir kız çocuğu olarak onu özlemem okul zamanların da kısa sürdü ...
Çabuk uyum sağladığım belirlendi herkes rahatladı..
Sonra okulu sevmeye başladığımı anladım ve su çiçeği olduğum da okuldan ayrı kaldığım her saat için ağladığımı farkettim sanırım biraz daha büyümüştüm ya da okulun bilincine erilşilen bir dönemeci geçmiştim ben...
Sonra aşık oldum daha doğrusu o zaman adını bile bilmediğim garip bir can acısına maruz kaldığımı hissettim ve bunun için ağladım (sanırım burda başladı ilk aşk yanılgım düğüm noktam )
Sonra seneler seneleri kovaladı...
Büyüdüm, büyüdüm....
Artık oyuncaklarım için ağlamıyorum...
Ağlamalarım o zaman ki masum ağlayışlardan çok daha farklı artık...
Eskiden beş dakika içinde unuttuğum acılarımın yerini alan kahkalar artık bu kadar kolay girmiyor ruhuma...
Acılarım değişken bir ruh hali olarak dönüyor bana üzülüyorum...
Evet kendimden daha hassasım etrafa biliyorum, kırmamak için hiç bir dengeyi kendini hırpalayanım ben....
Başkaları için kendini yoranım ben...
Evet ben hep gülümsüyorum...
Evet şimdi şen şakrat kahkahalarımı da atıyorum ama canım o gün olduğundan daha az yanmıyor sadece alışılan bir zaman dilimine sığıyorum o kadar...
Benim canım hep yanıyor sadece insanalrın gülümseyen bir yüz görmesini seviyorum ...
Bak işte yine kendim için değil gibi ama yok gülümsemeyi seviyorum ben...
Anlatabildim mi ?
Şimdi...

04 ARALIK 2007

Hiç yorum yok: