14 Kasım 2013

Birbirimize Ölelim

 



Sus,
Kelimeler düğümlesin son kez boğamızda,
İsimleri söylenmesin meleklerin,
anılmasın bir kere daha Tanrı...
Unuttuğu dünyada kana karışan acı ve korku,
umut ve umutsuzluk,
aşk ve nefret,
mutluluk ve keder
bir kez daha şekillensin
insansı kalıplarda...
Hayat kanasın avuçlarımızda...
Anı olsun bedenlerimize çizilmiş yara izleri kanla karışık!
Yok olsun, yok olalım...
Damarlarımızda dolaşırken bile son cesaret kalıntıları...
Yok olsun gözlerinden damlayan acı...
Ölüm gecenin koyusunda, aşkın koynunsa bulsun bizi...
Birbirimize ölelim...
Birbirimizle ölelim...

-S a y ı k l a m a l a r -
14 Kasım 2013
12:53

8 Kasım 2013

"Palyaçolar" Sergi



"Palyaçolar" sergisi Ortaköy Sanat Galerisi' nde 5-26 Kasım 2013 tarihleri arasında izlenebilir...

Değerli Basın Mensupları,

5 Kasım 2013 tarihinde açılan Ragıp Toklucu "Palyaçolar" sergisi 5 -26 Kasım 2013 tarihlerinde Ortaköy Sanat Galerisinde izleyebilirsiniz.
İlginize teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz…
 

Ortaköy Sanat Galerisi
Dereboyu Cad. No:12/A
Ortaköy-Beşiktaş/ İstanbu
l
Basın İletişim : Şengül Çifçi (0533 7217369-0541 6179959 )

22 Ekim 2013

Geçmiş ve bugün

Ne garip... Bir dönem birlikte bir çok şeyi yaptığınız, her şeyini değil ama bir çok şeyini bildiğiniz, zaman içinde ne olduğunu, nasıl olduğunu, neyi sevdiğini, nelerden hoşlandığını ve hoşlanmadığını, nelere zaafı olduğunu bildiğiniz insanları şimdi uzaktan seyredip nasıl bir oyun oynadığını gözlemlemek rahatsız edici. Sahte tebessümlerinin, kurnazlıklarının birebir farkında olmak ve o insanların rahatsız edici, yapmacık söylemlerine şahit olmak ne acı...
İnsan olmanın en kötü yanı çirkinliklere tahammülünün olmaması aslında...

Bir geçmişe baktım, bir bu güne baktım...
Bazen bazı insanlar zaman kaybı...

- Sayıklamalar -

18 Eylül 2013

DÜŞÜK

ve sen
bana can acısı,
bana güz yangını olan...

Sensizliğe düşük yaptığım geceler de,
Canımdan can alan,
canı candan alan...
Sensizliğe düşük yaptığım geceler de,
yokluğuna buz kesen...
ve günü doğmayan yarınlara
öfke kusan...
Sensizliğe düşük yaptığım geceler de,
ölüme eş olan...

ve sen
bana can acısı,
bana güz yangını olan..

Bir kez daha gitme...


Aklıma Yine Düştü

Aklıma yine düştü...
Yüzün bir an,
Yüzün bir gün,
Yüzün bir ömür.

Aklıma yine düştü...
Kokun bir an,
Kokun bir gün,
Kokun bir ömür.

(Gelme seyrimin yalnızlığına artık)

26 Temmuz 2013

Elveda...



Uzun uzun yolları yol edeceğim...
Yeni bir ben yaratabilir miyim bilmiyorum ama sensiz bir ben var edebilirim...
Deniz ayaklarımı ıslatırken ben yeni bir dünyaya merhaba diyebilirim... Güneş sızarken tenime yeniden gülümseyebilirim...
Hoşçakal demeyi sevmedim, sana hoşçakal demeyi hiç sevemedim ama artık seni geride bırakıp yol alma zamanı...
Yeniden, yeni bir solukta var olma zamanı...
Şimdi son kez öpüyorum seni gülümsediğin yerden...

Sevilene...

23 Haziran 2013

Kurulabilir cümleler dünden bugüne - bugünden yarına...
Anlatılabilir...
Dudaklarının sıcağında yeni bir iklim doğabilir...
Sular çekilebilir... Rüzgar hiç esmediği gibi esebilir...
Ben senin tenine dokunurken... 

Ya da parmak uçlarım uzanırken gülüşlerine dünya ekseninde yok olabilir...



- Me -

12 Haziran 2013

DirenGeziParkiSeninleyiz


DirenGeziParki! 

Halkın istemediği bir hükümet, Gezi parkından çıkmayı dahi düşünmeyen insanlar, bizler...
Bunlara şahit olduğum için hem mutluyum hem de bu zulmü yaşamak zorunda kaldığımız için öylesine üzgünüm!
Kimse özgürlüğümüzü kısıtlayamaz, kimse bedenimize, kaç çocuk doğuracağımıza, içki içip içmeyeceğimize, türban takıp takmayacağımıza, inanıp inanmayacağımıza karışamaz!
Her birey kendi bilinci ile yaşar. Bunu kimse elimizden alamayacak!

#direngeziparkiseninleyiz



30 Mayıs 2013

Aklım kalır düşlerinde!






Savrulurken rüzgar saçlarımın boşluklarında... 
Bir ana düşerim... 
Bir düşe düşerim... 
Bir düşten düşerim... 
Aklım kalır düşlerinde!

25 Mayıs 2013

Gittin!

Gittin!
Öfkeli, kızgın, kırık bir mevsimdi...
Sessizliği,
Yokluğu,
sersem bir tebessümü yok edipte gittin!
Gittin!
Bütün düşlere düşük yaptırarak,
Bütün mutlulukları mutsuz kılarak,
Gittin!
Kırmızı bir yangına sebep olup da gittin!

-mırıl mırıl-

24 Mayıs 2013

Susun artık çok fazla gürültü çıkartıyorsunuz!

Ben kendime yazıyorum... Ben kendime kusuyorum içimdekileri... 
Anlamanızı beklemiyorum, hak vermenizi beklemiyorum... Üzgünüm mutluyken yazamıyorum. İnsan mutluyken yazdığı yazılarda neyi anlatabilir bilmiyorum. Mutluyken yazmayı da denedim, denemedim sanmayın ama olmuyor işte öyle saçma sapan mutluluk sözcükleri bir araya geldiğinde kendi kendime oturup gülerken buluyorum kurduğum cümlelerime... Hep mutsuzken ya da hep mutsuzluğumu yazmam kimilerini rahatsız etsede üzgünüm sizin için yapabileceğim bir şey yok. Kiminize göre ağlak oldum, kiminize rol yapıyor oldum, kiminize göre yine aynı hikayeleri anlatır oldum. 
Siz kimdiniz ?
Hakım da ne bildiniz ? 
Ya da neyi bilmek istediniz ? 
Tanımadan, bilmeden, sormada,n sorgulamadan adıma bir çok cümle kurdunuz. Kiminiz nefret ettiniz, kiminiz aklınca ruhunuzu eylediniz... Sizler kimdiniz ki?
Siyasi cümlelerle slogan atmadığım için siyasetten anlamaz, düşünmez etmez bildiniz, can acımı yazdım kurtul bu halden dediniz... Daha nice nice... Hiç bilmeden nede kolay eleştirdiniz.  Hiç bilmeden ne de kolay hakkımda atıp ta tuttunuz.
Hiç birinizin olmadığı kadar gerçeğim belki kim bilir... 
Sizler gibi olmadığım için üzgünde değilim aslında... 
Kalabalığın seline kapılıp giderken tıpa tıp benzerliklerinizi üzerlerinize kıyafet gibi giydiğinizde oldukça komik gözüküyordunuz aslında... Hepiniz bu hayatı umursamıyor, hiç biriniz aşk acısı çekmiyor, hepinizin ilişkileri mükemmeldi... Sanki hiç biriniz aldatılmadınız, hiç biriniz terk edilmediniz, sanki hiç biriniz bir oyunda  saf dışı bırakılmadınız... Farkında değilsiniz ama oldukça sahtesiniz.

Susun artık çok fazla gürültü çıkartıyorsunuz.