21 Ocak 2009

TEK KİSİLİK SIR

Acele etmiyordu dokunmak için…
Ağır adımlar eşliğin de geliyordu…
Sakindi!
Sessi çıkmıyordu, sesini çıkartmakta istemiyordu…
Bir yerdi, beklide bir yerdeydi ama yerini hiçbir zaman söylemiyordu.
Sizin deyiminizle işini iyi biliyordu!
Anlatıyor anlatıyor ama sıkılmıyordu, sıkmıyordu en ince noktada damarlarından kana karışıp seni kendine hapsediyordu…
Kendini bırakıyordu sana ama senin olmuyordu seninmiş gibi davranıp ummadığın anda kendini senden alıp o yere saklanıyordu. Hani adını, sanını, yerini bilmediğin o yere.
Önce afallıyor sonra alışıyordun…
Alışmaya da alıştığın gibi artık canını acıtmıyordu…
Burnun daha seyrek kanıyor…
Ellerin daha az yara alıyordu…
Gidiyordu… Gelmekten korkuyordu çünkü…
Kendi korkularında hapis olurken senide kendine hapsediyor içinde büyüyüp taşıyordu…
Ama bunu hiç fark etmiyordu!
Gözlerine yaş, bakışlarına derinlik olarak yerleşiyordu…
Oydu… O olacaktı…
Korkularından arınıncaya kadar kimsenin olamayacak, kimseyi o denli sevemeyecekti…
Gizdi…
Tek kişilik bir sırdı paylaştığı…
İsmi yoktu… Şekli yoktu…
Ne sıcak ne soğuktu…
Ne üşütüyor ne ısıtıyordu…
Kendi gibi senide öldürüyordu…

Hiç yorum yok: