7 Kasım 2008

DUDAKLARINDA KIRMIZI HÜZÜN VE ÖLÜM KUSAN YÜZÜN!

Dudaklarında kırmızı hüzün ve ölüm kusan yüzün...
Unutmuyorum ben giderken bana bakan gözlerinde parçalanan hayal kırıklıklarını...

Kendimi ve seni bir kez daha yanıltıyor olmanın ağırlığı ile geçip gidiyorum bir kez daha parçaladığım hayatından ve susuyorum!
Yitirdiğim cesaretimle, yürüyemediğim o yol da yeniden çakışan zaman dilimlerinin orta yerinde öylece duruyor olmanın acısını hissediyorum…

İkimize dair olan bu gerçekliği senin kadar benimseyemediğim için üzgünüm!

Bana sunduğun, benim için yarattığın yaşamın içine sığdıramadığım ruhum adına üzgünüm!

Sana her bakışımda kendimi gördüğüm halde her şeyi bir kenara bırakıp gelmediğim her an için üzgünüm!

Hiç vazgeçmediğini bildiğim ve hiç vazgeçmeyeceğini bildiğim için üzgünüm!

Yapacak bir şey bulamadığım için, söyleyecek sözüm olmadığı için üzgünüm!

Şaşırıyorum evet şaşırıyorum ama en çok içinde yaşattığın bana şaşırıyorum...
Kan kusuyorum gecelerine, kırmızıya buluyorum hayatını ama senin, ama benim gecene bıraktığım izin rengine duyduğun hayranlığa şaşırıyorum…
Ne desem bilemiyorum, ne denir bilmiyorum…
Aklının hangi geçmişte kaldığını, aklın da hani an da saklı kaldığımı bilmiyorum…
Sende neden bu denli canlı kalabildiğimi hiç anlamıyorum…
Ama en çok kendime kızıyorum yaşamak istemediklerimi sana yaşattığım için, en çok kendime kızıyorum kendimi ve bizi sana unutturamadığım için…
En çok kendime kızıyorum bütün tatminsiz isteklerimi geride bırakıp Her şeyi yok sayamadığım için…
Üzgünüm sevgilim seni sevmeyi beceremediğim için!

An bu an...
2003’ten....27 Ekim 2008’e!
Adın hiç unutmadığımdır!

Hiç yorum yok: