18 Kasım 2008

ÇİZİLMİŞ YÜZÜM!

Hadi yeniden başlayalım
Kaldığımız o yerden…
Çizilmiş yüzümün kuytusunda...
Hayat gecikmeden!

İçimden geçen cümleler…
İtirafı zordu…
Bir yer olmalıydı içine gizlendiğimiz yüzümüzdeki utangaç kırmızılığın fark edilmediği karanlık bir kuytu…
Söylemesi zordu bunca zamanın üzerine hissedilen o tanıdık duygunun keşfini…
Anlamsız cümleler kurma ihtimalini yüksek kılan heyecanın bütün bedenim de dolanıp duran ne olduğu belirsiz hissiyat ile dolup taşışını…
Anlatılması güçtü…
Dokunması ise olası değildi…
Bir yüzdü kalemden kağıda yansıttığın…
Bir yüzden öte bir bakışın kuytusuydu kaleminden kağıdına yansıttığın…
Şimdi bir bütünün bir parçasıyken, çizilmiş bir yüz iken hayatın anlam kargaşası koşullanmış bütün yalnızlıklara elveda…
Şimdi uzanıyorum gölgelerin karanlığından çıkan bir ışık huzmesinin altına…
Çıplak bedeni bütün kuytuları ile şekillendir!
Ölç ve çiz!
Anlat!
Beni değil, sen de ki beni bir kez daha anlat!
Anlat bilmediklerimi, şimdiye kadar hiç öğrenemediklerimi…
Duymadıklarımı söyle…
Gözlerini kapat, gözlerimi kapat bir gece karanlığında öp beni!

...
18 Kasım 2008
21:00

Hiç yorum yok: