Sustun…
Konuşmak ağırdı belli belersiz oluşlara…
Dudağının kıyısında bıraktığın tebessüm bir öpüş kadar sıcaktı oysa…
Geçip gittin…
Korkularının şehveti ile seviştin gecelerin de…
Beyaz çarşaflarına boşaldın yıllanmış bütün acılarının hazzını ve bir kadın bedenin en soğuğunda kendine doğdun…
Günler geçip gitti ve sen geçip giden günlerin telaşesinde iken ben suratımda bıraktığın “o an“ ile dolup taşıyorken sen yeni bir bedenin huzurunda kendini bulmaya çalışıyordun…
Biliyordum ki yapamıyordun…
Yapay sevişlerin, yapay sevişmelerin kırgınlığında yüzüne takındığın o hüzün ile geçip gidiyordun her sabah…
Yüzün seyrime düşüyordu, gözlerini görmemek için can çekişiyordum!
Bu senin tercihin değildi mecbur bırakılmıştın!
Bunu söylüyordun en çok…
Sustun…
Konuşmak ağırdı belli belersiz oluşlara…
Dudağının kıyısında bıraktığın tebessüm bir öpüş kadar sıcaktı oysa…
Dokunmak ağırdı…
Bilmek korkulu rüyan gecelerine ıslak uyandığın…
Bakmaya cesaret edemediğin aynalarında yansımaların ve dudaklarının arasında sıkışıp kalan isim “adım”…
Sustun…
Konuşmak ağırdı belli belersiz oluşlara…
Dudağının kıyısında bıraktığın tebessüm bir öpüş kadar sıcaktı oysa…
Korktun…
Sahip olmak yüktü alışkanlıklarına…
Sevmek ağırdı karanlığına…
Acın korkundan yana…
Sustun…
Konuşmak ağırdı belli belersiz oluşlara…
Dudağının kıyısında bıraktığın tebessüm bir öpüş kadar sıcaktı oysa…
6 yorum:
hmm çok güsel =)
Beğenmene sevindim :)
Acaba gerçekten mecburmu bırakıldı başka kucaklara , başka yataklara..yoksa bu bir aldanışmıydı ?
Bu onun tabiriydi bence böyle olmamıştı...
dün bende hüzünlü birşeyler yazmak istiyordum ama bu yazını okuyunca ne yazsam boş dedim kendi kendime.
Teşekkür ederim Melih hem de çok teşekkür ederim ama yine de içinden geldiğinde yazmalısın...
Okumak isterim...
Yorum Gönder