parçalanmış sözler döküldü dudaklarının arasından
liğme lime edilmiş bir beden de öte bir şey değildi!
ellerinin arasında bir ömrü tutmuş, aralık kalan hayat penceresinden izliyordu seyr-i alemi...
kalem tutmayan elleri, görmeyi beceremediği gözleriyle yaşam vermeye çalışıyordu acıkmış ruhuna.
hüzne tok, mutluluğa, aşkla sevişilen gece esaretlerine aç olan ruhuna yaşam vermeye çalışıyordu.
öpülerek uyanılmadığı her sabah hayata öfkeyle bakan bir hayat kadınından öte görmüyordu kendini...
sevmek için sevişen insanlardan öteye gidememişti,
kendine acımaktan ise hiç vazgeçmemişti...
bir gece ansızın uyanmış ve etrafta bir rüzgar hissetmişti, bedeninde ansızın beliren bir telaş vardı sanki..
bütün bedeni harek ediyor, her şey yer değiştirip yenileniyordu...
içinde bir şey kımıldıyordu...
ansızın saplanan ağrılarla memelerine sarılırcasına kavrıyordu...
anlamsız değişikliğin ismini koymaktan ise korkuyordu!
aşksız bir sevişmeden sızan beden akıntılarının bir hayatı ona armağan etmiş olmasına ise hiç olanak vermiyordu.
bedeni aç olan adamlarla sevişen, aşkı hissetmeden içeri girip çıkan adamlardan, haz alınmayan sevişmelerden sızan bir bebeğe tahammülü olurmuydu bilmiyordu...
ağlıyor ağlıyor ağlıyordu...
gözleri kara!
hayata veda edecek kadar ise hiç vazgeçemiyordu hayattan..
istediğini yaşamamış olsada seviyordu aldığı nefesi...
bir kadındı,
sevilmek için sevişiyor, hiç bir sevişmede sevgiyi bulamıyor olmanın acısıyla kendinden nefret edip duş akıntısında saatlerce ağlıyordu!
ve o artık tad alamadığı ama sevmekten vazgeçemediği dünyaya yeni bir hayat veriyordu
anneydi...
hissetmeye meğilli!
---------------
gördüklerimden, duymayı bildiklerimden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder