O zamandan bu zamana unuttuğum, anımsadığımda gülümsediğim, anımsadığımda ah çektiğim...
Bir gülüşün izinde yerle bir olduğum, geçliğim, saflığım, korkusuzluğumun gölgesinde aşka dolandığım...
Canım acıdığında gölgesine sığındım bir uyumayan vardı... Ne zaman ses etsem orada bulduğum...
Can acıma Şiirler yazan bir UYUMAYAN'ım vardı...
Ah Tanura
boynunda ki diş izinden önce olmasada, elbette bu acıda geçecek, sense geçmesin isteyeceksin bu ağrı...
acıyor... ben ne dersem diyeyim,kim ne derse desin acıyacak...
geçecek..
aşk bu...
kalsın seninle bir ömür...
kar kapıya dayandı,
karşı pencerelerdeki çiçekleri aramasın gözlerin...
zemheri de çiçek sensin...
ah tanura!
kız kardeşim, yoldaşım, incitmesin seni şiirler...
ten kokusu yenilsede şehrin kükürt kokusuna,
kan değil dudağının kıyısında ki,
aşk elinden içtiğin kızılcık şerbeti...
kökü derindedir gülüşünün ,fırtınaya eğme başını...
acıyor... ben ne dersem diyeyim, kim ne derse desin acıyacak...
inandığın ve güvendiğin duyguların derde gark olacak...
karanlık bir dehlizdesin,ışığı sen bulacaksın...
aklın oyunlar oynayacak sana,
herkeslerden sakındığın, sakladığın seni sen yargılayacaksın
aşk yanılsama diyeceksin, bütün dünyanın kandığı kocaman bir yalan...
ve ben yalanın ardı sıra giden bir kandım çiçeği...
ah tanura
yenildik...
yenilmekten korkmayan biz, acıya (mı) meyilliyiz?
ve giden kadar zalim olabilmeyi asla öğrenmeyeceğiz
(iyi ki öğrenmeyeceğiz)
şimdi yaslan bir akasyanın gövdesine
uyumayan bir şehirde al soluğunu,
senin için tasalananlara el uzat
olur belki şimalden gelen yağmur apansız apar bizi ...
az da olsa bizde günahkarız ,arınırız!
ah tanura!
kızkardeşim, yoldaşım, incitmesin seni şiirler
acıyor... kim ne derse desin acıyacak...
ve o acının kasıklarında başka bir sevişmek çiçeklenecek!
http://uyumayan.blogspot.com/2008/01/ah-tanura.html
UYUMAYANIN Dilinden Tanura...
acıyor... ben ne dersem diyeyim,kim ne derse desin acıyacak...
geçecek..
aşk bu...
kalsın seninle bir ömür...
kar kapıya dayandı,
karşı pencerelerdeki çiçekleri aramasın gözlerin...
zemheri de çiçek sensin...
ah tanura!
kız kardeşim, yoldaşım, incitmesin seni şiirler...
ten kokusu yenilsede şehrin kükürt kokusuna,
kan değil dudağının kıyısında ki,
aşk elinden içtiğin kızılcık şerbeti...
kökü derindedir gülüşünün ,fırtınaya eğme başını...
acıyor... ben ne dersem diyeyim, kim ne derse desin acıyacak...
inandığın ve güvendiğin duyguların derde gark olacak...
karanlık bir dehlizdesin,ışığı sen bulacaksın...
aklın oyunlar oynayacak sana,
herkeslerden sakındığın, sakladığın seni sen yargılayacaksın
aşk yanılsama diyeceksin, bütün dünyanın kandığı kocaman bir yalan...
ve ben yalanın ardı sıra giden bir kandım çiçeği...
ah tanura
yenildik...
yenilmekten korkmayan biz, acıya (mı) meyilliyiz?
ve giden kadar zalim olabilmeyi asla öğrenmeyeceğiz
(iyi ki öğrenmeyeceğiz)
şimdi yaslan bir akasyanın gövdesine
uyumayan bir şehirde al soluğunu,
senin için tasalananlara el uzat
olur belki şimalden gelen yağmur apansız apar bizi ...
az da olsa bizde günahkarız ,arınırız!
ah tanura!
kızkardeşim, yoldaşım, incitmesin seni şiirler
acıyor... kim ne derse desin acıyacak...
ve o acının kasıklarında başka bir sevişmek çiçeklenecek!
http://uyumayan.blogspot.com/2008/01/ah-tanura.html
UYUMAYANIN Dilinden Tanura...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder