7 Haziran 2008

YA BENİ BENDEN AL YA DA GERİ VER BANA BÜTÜN KÜFLENMİŞ YALNIZLIKLARIMI!

Biliyorum ki duyduğun, okuduğun en saçma sözler olacak bunlar…
Bilmeyeceksin, anlamayacak kadar uzaklaşmış olacaksın benden…
İki yol ayrımında hiç başlamayan bir aşkın vedasını edeceğiz ve bir kez daha ve ters yönlerde yeni bir hayata adımlar atmaya başlayacağız…
Belki hiç dönüp bakmayacaksın ardın sıra bıraktığın boşluğa ve belki ben hiç durup bakakalmayacağım uzaklaşan adımlarına!
Bir dönüş yolunda yeni bir düşle yeniden adımlar atacağım hayata becerebildiğim kadarıyla…
Kinli bir coğrafyanın ayazında yön bulacağım…
Her bitişin ardında olduğu gibi yine senden nefret edip küfürler savuracağım küflenmiş yalnızlıklarıma!

Gel diyemeyeceğim, sesimi duyamayacak kadar uzaksın artık bana.
Ateşten bir gömleği giyer gibi sarıldığım tenin de ve hissettiğim sıcaklığında yeniden son bulacağım ve kokunu içime çekemediğim bir yarında hayatın bana bıraktığı izleri takip edeceğim!
Ne sen olacaksın ne de artık ben kalmış olacağım!

Sen gecenin karanlığından bir sabaha terlemiş uyanacaksın!
Fark etmeden acıttığın canımın kinine terleyeceksin belki bir kadının kayganlığında yeniden hayat bulacaksın yaralarını saracak tazeleneceksin!
Ve belki bende yeni bir göğüste aşkı arayacağım, sevdiğimi sanacağım ya da sevildiğime inandırıp kendimi avutacağım bedenimi ve ruhumu!
İnanamadığım tanrıya sığınma ihtiyaçlı bir gecede bir uçurumun en uç noktasında kollarımı geceye açacağım ve beni al diye bağıracağım!
Dudaklarım uçuklayacağım, kelimeler boğazımda düğümlenecek, ağlayacağım!
Hiç duymadığım bir his ile vazgeçemeyeceğim yaşamaktan!
Yeniden savaş vereceğim kendimle!
Bütün fotoğraflarını yakacağım mesela ve bütün hatıraları silmek isteyeceğim hafızamdan!
Hiçbir filmi seyretmeyeceğim, senin izin olan hiçbir sokağa sapmayacağım!
Yeni yerler keşfedeceğim içine yeni hayatlar sığdırabileceğim yeni boşluklar yaratacağım!

Geri dönüp baktığımda sana gülümseyecek kadar seveceğim her şeyi!
Ve sen işte tam bu anda geri dönmek için savaş verecek kadar sevmeye başlayacaksın beni
Ben seni artık sevemeyecek kadar özgür kalmış olacağım ve yine gecikilmiş bir sevginin ardından baka kalacağım(z)!
Treni kaçırmış olmanın hüznüyle bir daha seferi bekleyeceksin(ğiz) !
Önce istasyondan hiç ayrılmayacaksın(ğız)!
Zaman geçicek ve beklemekten yorulacaksın(ğız) vazgeçeceksin(ğiz)!
Yavaş yavaş yol almaya başlayacağız, kendimize beklemenin bir faydası olmadığını defalarca anlatacağız ve ikna etmek için uğraşacağız.. yürümeyi yeni öğrenmiş bir bebek bilincinde ağır adımlar atacağız ve her adımda geriye bakacağız!
Gelen ve gidenin çizelgesini çıkartacağız ve daha seri adımlarla devam edeceğiz yürümeye ardımıza dönüp bakmadan!
Hayatın bizi yeniden buluşturmasını dileyeceğiz beklide ve yeniden kızacağız bir kez daha küfür edeceğiz kaçırdıklarımıza!
Kendimizden nefret etmemeye çalışsak ta içten içe kin kusacağız öfkemize ve göremediğimiz daha doğrusu görmeye bilemeyen gözlerimize!

Ve çığlık atacağız kendi kendimize!
Gördüklerimize, dokunduklarımıza, yürüdüğümüz yolların karamsarlığına ve şu cümleyi tekrarlayacağız;
Ya beni benden al ya da geri var bana bütün küflenmiş yalnızlıklarımı!
ve susacağız kimsenin duymadığının bilincine vararak susacağız!
Ne biz kalmış olacağız, nede parçalara bölünmüş olacağız…
Sevemediğimiz her şeyle yaşamın telaşına karışacağız!

.........
Tanura

Hiç yorum yok: