15 Ekim 2012

KORKULARINA

Birden konuşmaya başladı... 
Elli ayağı birbirine dolanmış, gözlerinde korkak bir ifade ile
anlamlandıramadığım birden çok betimlemeyle bana onu anlatmıştı... 
Gözlerinin kıyısında biriken hüzünden, saklı kalmış bütün yalnızlıklarına kadar her şey o gibiydi...
Tarifsiz gidilmiş bir yolun kalıntılarında saklı gibiydi...
Ayak izleri silinmeksizin kazınmış gibiydi... 
Sözler boğazında dizilmiş, kelimeler ağız boşluğunda birikmiş gibiydi... 
bana onu anlatmak isterken, bana onu söylemek isterken cümlelerin içinde boğulmuş gibiydi...
Sanki dudaklarının aralığından sızacak olsa sözcükler tuzla buz olacakmış gibiydi
Bütün bardaklar kırılacakmış ya da bütün duvarlar yıkılacakmış gibi...
Bütün sevdikleri yok olacakmış, fotoğraflar hiç çekilmemiş olacak gibi...
Cümleler hiç kurulmayacakmış gibi hissediyordu...
Korku sarmışken bütün bedenini ve buz kesmişken bütün hatıralar her şey yitip gidecekmiş gibiydi...
Ne kadar dokunursam dokunayım hiç hissetmeyecek gibiydi...
Ve düşler belki de hiç kurulmayacak gibiydi...
Sustu...
Hiç anlatmayacak gibi...
Hiç anlatamayacak, hiç konuşamayacak, hiç sevemeyecek, hiç dokunamayacak, hiç hissedemeyecekmiş gibi Sustu...


10 Ekim 2012
Korkularına...


Hiç yorum yok: