16 Mart 2010

ÜÇ NOKTA BİR ÜNLEM!


Yarım bıraktığım sözler, içime sızan ateş, ellerime bulaşan kir!
Yalnızlıklarıma sıvanmış izler, yüzümden silinmiş izler...
Ardın da bıraktığın eşyaların yanık kokusu üzerime sinen...
Arındır bedenini ve ruhu!

İçimizde derin derin çukurlar, kül rengi bir mevsim, metropollerde uzanan yüksek binalar, sevimsiz susuşlar, karanlık yüzler, sahte gülüşler, Kesik kesik çığlıklar... İpi kopuk uçurtmalar!
Kokusuz çiçekler, açmamış goncalar, büyümeyen çimenler, gölgesi olmayan ağaçlar...
İçimizde koca koca boşluklar!

SİLİNEN İZLER..

Birden çok yüzüm ile yürürken sokaklar arasında gözlerimin kuyusunda biriktirdiğim bütün gülüşlerim siliniyor hafızamdan...
Yürüdüğüm yollar ve kaldırımlar, ezberimdeki bütün yalnızlıklar tanığım oluyor...
Bütün anlamsızlıklar yoldaşım...
Gözlerim kararıyor...
Damaklarımdan tadın siliniyor...
Bütün sözler ve gülüşler anlamını yitiriyor...
Ben ve o'nun sessiz hikâyesi siliniyor geçmişin izlerinden...