20 Aralık 2008

BİR SEBEBİ YOKTU HİÇBİR ZAMANDA OLMADI!

Bir sebebi yoktu hiçbir zaman da olmadı!

Hayat bize en çok acımasız yanını gösterdi…
Bileklerimiz kendi kendimize keserken akan kanın girdabında yok oldu bütün umutlarımız…
Hiç bir zaman istenilenin doğrultusunda gitmediği gibi istenilenden farklıda değildi yaşanılan…

İstedin geldin, istedin gittin…
Gelip gidişlerinde çıkaramadığım sesim ile üzerime yıktığın bütün her şeyin bedeli ödemiyordu hayat bilmediğin çok şey vardı öğrenmeyi de reddettiğin…
Ne ona ne de bana inancın yoktu…
Korkusuzdun ya korkudan dizlerinin titrediğini biliyor olmak bana ayrıcalık sağlamıyordu daha çok ben veriyordum sana korkularını yenmen adına ama sana verdikçe kendimi ben yok oluyordum…
Soluklarımın kesildiği zamanlar oluyordu, senin yaralarını sararken kendi yaralarımın derinliğinde kaybolduğumu unuttuğum zamanlar, geçti sandığım ama kapanmayan yaralar, bitti sandığım ama bitmeyen kabuslar…
Dokunmak istediğim bir ten, içimde anlam veremediğim o tutkunun sahibiydin…
Tenine ne zaman şahit olsam içimde akıp giden bu umarsız gerçeğin ismini koyamazdım…
Dudaklarına yapışıp saatlerce öpme hissinden kendimi alıkoyamazdım…
Bilmediğim o şeyin, içimdeki bu ateşin peşinde bir ömrü feda edişimin farkına varamıyor olduğumu anladığımda geç doğan sabahtan şikayetçiydim..
Yine bahaneler uydurup yine kendime avuntusal gerçeklikler yaratıyordum…
Kendi savaşımda yenik düşüyordum…
Ne zaman konuşmak istesem sessiz susuşların vardı ve ben o susuşları hiç sevmiyordum…
Korkuyordun!
Gitme demek o kadar zordu ki senin için kaçıyordun…
Canım acıyordu…
Ruhum ölüyordu…
Rengim soluyordu…
İçimdeki bu his büyürken ben ölüyordum!



Avuçlarımda bırakılmış izler vardı geçmişten…
Bütün konuşmalarımda seni anlatıyor bütün susuşlarımda seni susuyordum ama sen hep o görmezden gelişlerinde yok ediyordun ruhun(m)u….
Ne çok yalan vardı hayatımda, ne çok yersiz siluet, ne çok anlatılması güç his…
Yaşanmışlığın kelime oyunuydu(n)
Hayatıma damgasını vuran o şeyin başrol oyuncusuydu(n)
Bendin, sendin…



Aklım uç köşelerine notlar bırakıyordum…
İsmini yazıyordum…
Fotoğraf makinemin arka yüzünde seni izliyordum…
Karelere sığdırdığım derinliğinde senli hikayeler yazıp içine benler katıyordum…
Beni sana ait seni bana ait kılıyordum…
Yine seni seviyor, yine aynı kuyunun derinliklerinde yüzüyordum!

Hiç yorum yok: